Malta ılıman bir ada ülkesi olma özelliğini oldukça geniş sosyal aktivitelere yer vererek avantaja dönüştürmüştür. Ilıman iklimli bir ada ülkesi olan Malta muhteşem bir coğrafyaya, iklime ve köklü bir tarihe sahiptir. Adada hiç dağ ve akarsu bulunmaz 137 kilometre uzunluğundaki kıyılarında ise güzel kumsallara sahip pek çok koyları ve limanları vardır. Malta’nın tarihi mimari yapısının çok çeşitli özellikler göstermesinde ise ülkenin tarihinde çeşitli milletlerin hüküm sürmesi oldukça etkili olmuştur.
Malta’da ilk yaşayan insan belirtileri Yeni Taş Çağına dayanmaktadır. Arkeologlar bu bölgede önceki dönemlerden kalma geyik, hipopotam ve bodur fillerin kalıntılarını da keşfetmişlerdir. MÖ 800 ile MS 870 yılları arasında Malta, adadaki varlıklarına dair belirgin izler bırakan ve artarda gelen uygarlıkların beşiği olmuştur. M.Ö 8.yüzyılda Fenikelilerin adaya gelmesi ile tarih öncesi çağ sona ermiştir. 836 yılında Malta Takım Adaları’na akın etmeye başlayan Kuzey Afrikalı Araplar 1090 yılına kadar Malta’da hâkimiyet kurmuştur. Daha sonra Normların istilası ve adayı fethetmesiyle Kuzey Afrikalı Arapların hâkimiyeti sona ermiştir. Norman dönemi nispeten kısa sürmüştür ve bu dönemden sonra Malta art arda gelen çeşitli devletlerin egemenliği dönemine girmiştir: Almanlar, Fransızlar ve İspanyollar. 1530 yılında St. John Şövalyelerinin adaya gelmeleriyle diğer devletlerin egemenliği son bulmuştur. 1530 yılında adaya gelen St. John’un emrindeki şövalyeler Malta’da hüküm sürmüştür. Şövalyelerinin. 1291’de Müslümanların gelişiyle, şövalyelerin kaderi değişmiştir. Rodos’u geri alarak Türklere karşı iki adanın dışına sürülen ve yeni bir vatana ihtiyaç duyan şövalyeler 1530 da Kutsal Roma İmparatoru V. Karl ‘ın verdiği imtiyazlarla Malta’ya yerleşmiştir. Fakat Kanuni Sultan Süleyman, Avrupa’nın 1565 yılında güçlü bir donanma ile Malta’yı kuşatmaya başlamış, kuşatma 4 ay kadar sürmüş. Sonunda Sicilya’dan gelen yardımla şövalyeler galip gelmişlerdir. Valetta şehri, ismini şövalyelerin büyük ustası Jean Parisot De La Valletta ‘den almıştır. Valletta en erken dönem raylı sistemin kullanıldığı şehirlerden birsidir. 1814 Paris Anlaşması’yla Britanya İmparatorluğu’na katılan Malta, Birleşik Krallık için Doğu’ya bir atlama taşı olarak stratejik önemini korumuştur. Malta’ya Fransızlara karşı yardım eden İngiltere Malta’da varlığını sürdürmeye devam etmiş ve İngiliz kuvvetleri Malta’da 31 Mart 1979 tarihine kadar varlıklarını korumuşlardır. Malta 21 Eylül 1964 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir.
Malta’da dil eğitimi alırken yapabileceğiniz birbirinden çeşitli aktiviteler vardır;
1) Müzeleri ziyaret etmelisiniz
Malta Postal Museum, Wignacart Museum, Inquisitor’s Museum, Gunpowder Mgazine, Silos, WWIII Shelters & Battery, Ta Kola Windmill, Great Siege Of Malta And The Knights Of St. John vb. gibi Malta’nın tarihine ışık tutan hem doğal güzelliklerini hem de Malta’nın tarihini eğlenceli bir şekilde keşfedebileceğiniz sayısız müzesini mutlaka ziyaret etmelisiniz
2) Dalgıçlık yapmalısınız
Malta Akdeniz içindeki en temiz sulara ve bu sularda yaşayan bol sayıdaki canlılara sahiptir ve senenin her günü dalış yapılabilir. En sert geçen kış sürecinde bile, deniz suyu sıcaklığı 13 derecenin altına düşmeyen Malta’da fırtınalı havalarda korunaklı sahillerde, dalış yapılabilen yeterli sayıda dalış noktası vardır. Yaz ayları süresince 25 derece olan su ısısı 3 mm elbiseyle hatta elbisesiz dalış imkânı verir
3) Tekne turuna çıkmalısınız
Malta’da yapacağınız tekne turlarında Malta’nın eşsiz güzellikteki adalarını keşfedebilir
Flyboard yapabilir ve Malta’nın temiz sularında yüzebilirsiniz.
4) Crazy Sofa yapmalısınız
Crazy Sofa bir teknenin arkasına bağlanan koltuk şeklindeki botların sizi denizde sürüklemesiyle denizin güneşin ve adrenalinin birleştiği harika bir etkinliktir.
5) Malta’ya özgü yiyecek ve içecekleri tatmalısınız
Malta’ya özgü Atıştırmalık çeşitlerinden keçi sütünden imal edilen küçük peynir Gbejniet’i, pizza seklinde acılan hamur odun fırını ile pişirilen dışı çıtır içi yumuşak pastizzzi ve çanta seklindeki hamurun içine rikotta, ton balığı, et, ıspanak ve bezelye doldurulan Qassatat’ı mutlaka denemelisiniz. İçecek alanında ise en değerli şarap unvanına sahip bu adada üretilen kırmızı La Vallette Vin Rouge şarabını ve alkolsüz olarak adaya özgü çeşitli bitki aromalarıyla yapılan Kinnie’yi mutlaka denemelisiniz.
6) Uçurum dalışı yapmalısınız
Tarihi kayalıklardan yüksek atlayış yaparak Malta’nın temiz sularına kendinizi bırakabilirsiniz
7) Festivallere katılmalısınız
Malta’nın düzenlediği birbirinden renkli sayısız çeşitlilikte olan festivallere katılarak eğlence anlayışınıza çeşitlilik kazandırabilirsiniz.
8) Malta plajlarını keşfetmelisiniz
Malta ılıman bir ada ülkesi olduğu için plajlar konusunda oldukça etkileyici bir alana sahiptir. Bu güzel temiz ve çeşitli plajların keyfini çıkarabilirsiniz.
9) Su sporu aktivitelerine katılmalısınız
Malta’da tüplü dalma, su kayağı, rüzgar sörfü, yelken vb gibi bir çok spor aktivitesini deneyimleyebilirsiniz
10) Malta’nın sessiz adalarını keşfetmelisiniz
Gozo, Comino, Cominotto, Fungus Rock Malta’nın birbirinden çeşitli ve farklı güzellikteki adalarını keşfedebilirsiniz.